17 Mart 2015 Salı



30 Ağustos 2013

Ders programımız
Öğretmenimiz anneme okulda yaptığımız çalışmalar ile ilgili bir yazı göndermiş. Hangi gün müzik dersine gidiyoruz, hangi gün spor var filan yazıyormuş. 
Annem ve kardeşimle birlikte bilgisayarda resimli bir kağıt yaptık. Hangi gün neleri yapıyoruz bakınca anlayabilmek için. Annem yazılarını yazdı, biz de resimlerini seçtik. Efe'nin ve benim kağıtlarımız farklı oldu, çünkü ikimiz farklı resimler istedik.


Bu kağıtları çalışma masalarımızın yanındaki duvara yapıştırdık. Her gün bakıyoruz. Mesela spor varsa, o gün spora uygun kıyafetler seçiyoruz. Bilgisayar günüyse, ertesi gün okul tatil demek, onu anlıyoruz. 
Bilgisayar sınıfına gitmeyi çok seviyorum. Herkes sessizce bilgisayarda istediğini yapıyor. İngilizce konuşmaya çalışmak ve konuşulanları anlamaya çalışmak zorunda kalmıyorum.  

Ela

13 Mart 2015 Cuma


                                                                                                                      20 Ağustos 2013
Beklenen Mustang geldi
Bu gün sınıfta öğretmenimizin verdiği noktaları birleştirme çalışmasını yaparken, bir baktım yanımda bir tane Compliment Slip duruyor. Önce David'in zannettim, ama üzerinde benim adım yazıyordu. Öğretmenim ben başka tarafa bakarken bıraktı galiba. Çalışmam bitince, compliment slip i, ' Cubby ' mdeki torbaya koymaya gittiğimde saydım, tam 10 tane olmuş.  Öğretmenime götürdüm. Sliplerimi gösterdim. Hemen anladı. Turuncu bir kağıda adımı yazıp, compliment sliplerimin üzerinde koyarak hepsini birlikte zımbaladı ve bana geri verdi. Artık eve götürebilirim anlaşılan. Sonra da bana sınıfımızda atların bulunduğu rafı işaret etti. Hemen kendime bir at seçmeye gittim. Neyse ki, beğendiğim atı kimse almamıştı.  Bu gün eve götürebileceğim için çok mutluyum. 
Efe



Annenin notu: 
Bu gün Efe okuldan eve elinde küçük bir oyuncak at ile geldi. Ne zamandır heyecanla bu günü bekliyordu. Arkadaşları Mustang leri eve götürmeye hak kazandıkça çok imreniyor, compliment sliplerini 10 a tamamlayabilmek için her geçen gün daha çok çaba sarfediyordu. 
Anasınıfı öğretmenleri, okulun önem verdiği kriterlere/değerlere uygun davranışlarını gözlemledikçe, çocukların yanına, ya da sınıf içindeki küçük raflarına usulca iltifat kağıtları bırakıyor. Toplam 10 tane iltifat kağıdı kazanan öğrenci,  okulumuzun maskotu Mustang olduğu için, sınıftaki küçük Mustang lerden beğendiği bir tanesini, bir günlüğüne evine götürme hakkı kazanıyor. 
Sınıfta herkesin kendine ait bir kutucuğu var; Cubby. Herkesin kutusunun altında sınıf numarası yazıyor. Böylece çocuklar da, öğretmenleri de hangi kutu kime ait rahatça bulabiliyorler. Eve götürmeleri gereken duyuru, ödev, sınıfta yaptıkları çalışmalar, öğretmenden veliye not, vb. gün içinde kendilerine ait kutularda birikiyor. Gün sonunda, eve gitmeden önce, herkes Cubby sini kontrol edip, içindekileri eve götürüyor. 
Cubby dolaplarının çok farklı modelleri var. Bizimkilerin sınıfındaki bu Cubby dolabına  benziyor. 
Mustang'i evde büyük tezahüratla karşıladık. Efe çok mutlu oldu. Mutluluğu ve gururu yüzünden okunabiliyordu. Mustang i çok sevdiğini ve ertesi gün okula götürmek zorunda olduğu için, çok üzgün olduğunu söyledi. Bunun üzerine, Mustang ile birlikte bol bol resim ve video çektik. Özledikçe bakacakmış.   
Haa bir de; en kısa zamanda 10 tane iltifat kağıdı toplayıp, Mustang ini yeniden eve getirecekmiş. :)



26 Şubat 2015 Perşembe


                                                                                                  19 Ağustos 2013
Etkinlik Köşeleri

Sınıfımızda ogretmenimizin "Centers" dediği yerler var. Yapmamız gereken çalışmaları erken bitirince, öğretmenimiz bu center lardan birinde zaman geçirmemize izin veriyor.  Efe, Lego ve bloklar ile oynamayı, ben ise kitap çadırında zaman geçirmeyi seviyorum. Türkiye'deki çadırımı çok özlüyorum. O yüzden sınıfımızdaki çadırda kitap okumak çok hoşuma gidiyor. Çadırın yanındaki sepetin içinden bir tane de ' reading buddy ' seçiyorum. Bazen karar vermekte zorlanıyorum. Keşke hepsini yanıma alabilsem, ama sadece bir taneye izin var. Sınıftaki herkes çalışmasını bitirince, bulunduğumuz ' center 'ı toplayıp, halının üzerindeki yerimize oturuyoruz. Hiç çalışma yapmayıp, hep center larda zaman geçirebilsek ne güzel olurdu! 
Ela

Annenin notu: 
Çocuklarımızın öğretmeni, her hafta Cuma günü, Kindergarten Newsletter ( Anasınıfı Gazetesi) adı altında, o hafta sınıfta yaptıkları çalışmalar ve bir sonraki haftanın önemli olayları/etkinlikleri ile ilgili bilgileri paylaşıyor. Böylece hem merakımızı gideriyor, hem de takip eden hafta ile ilgili hazırlık yapma fırsatı buluyoruz. Çocuklarımız İngilizce bilmedikleri için, anlayamadıkları ya da yanlış anladıkları konularda da aydınlatılmış oluyoruz. :) 
Efe ve Ela, sınıflarında farklı etkinlik köşeleri olduğundan ve bu köşelerde zaman geçirmekten çok keyif aldıklarından bahsedip duruyorlardı heyecanla.  Bu haftaki newsletter sayesinde, sınıftaki etkinlik alanları hakkında detaylı bilgi sahibi olduk. Sınıfta Okuma, Yazma, Matematik ve Dinleme köşeleri olduğunu öğrendik. 
Okuma köşesinde, çocuklar seçtikleri kitapları, yine kendi seçtikleri bir peluş oyuncak ile birlikte, çadırda ya da okuma minderlerine oturarak okuyabiliyorlarmış ( şu aşamada sadece resimlerine bakarak öyküyü tahmin etmekle yetiniyorlar). Matematik köşesinde, ahşap bloklar, mıknatıslı şekiller, legolar ve çeşitli puzzle lar ile çalışabiliyorlarmış. Dinleme köşesinde, kulaklık takılı bir kasetçalar aracılığıyla kitap dinleyebiliyor, yazma köşesinde ise, arkadaşlarına mektup/kart yazma, boyama ve kelime arama bulmacaları yapma şansı buluyorlarmış. 
Bu köşelerin, çocuklara kendi tercihlerine uygun etkinlikler ile zamanlarını değerlendirme fırsatı vermekle kalmayıp, aynı zamanda okuma-yazma-matematik-yaratıcılık-ekip çalışması vb. alanlarda da gelişimlerine katkı sağladığını düşünüyorum. Diğer yandan, çalışmasını erken bitiren çocukların, arkadaşlarını beklerken sıkılmalarına ve hatta - bence - yaramazlık yapıp, sınıf düzenini bozmalarına mani olmak adına çok yerinde bir uygulama. 
Ben bu sınıfta olsaydım hangisini seçerdim bilemedim. Hepsi çok eğlenceli! 

2 Ocak 2015 Cuma


16 Ağustos 2013
Arkadaşım Smokey 

Bu gün okulumuzda Yangın varmış gibi dışarı çıktık. Öğretmenimiz anneme mesaj göndermiş. Annem de dün bize, okulda yangın çıkarsa ne yapacağımızı öğrenmemiz için bu gün okulda mahsuscuktan yangın varmış gibi davranacağımızı, korkmamamızı ve öğretmenimizin söylediklerini yapmamızı söyledi. İyi ki de söylemiş, çünkü okulda aniden zil gibi bir şey çalınca önce çok korktum. Sonra annemin söyledikleri aklıma geldi. Kardeşim de korkmuş olmalı ki, hemen yanıma geldi. Sıraya girip, hemen bahçeye çıktık. Büyük futbol sahasının olduğu yere gittik. Bütün sınıflar orada toplanmıştı. Öğretmenimiz bize isimlerimizin yazılı olduğu kolyelerimizi taktı. Bir süre burada bekledikten sonra, büyük salona gittik. Hani müzik dersi için gittiğimiz var ya! 

İtfaiyeci ağbiler ve onlar ile birlikte bir de ayı geldi. Adı Smokey'miş. Itfaiyeci ağbiler bize yangın çıkarsa neler yapmamız gerektiğini anlattılar. Büyük ekranda yangın ile ilgili resimler gösterdiler. Sonra da bize içinde Smokey'in resimlerinin olduğu, yazılı bir boyama kitabı dağıttılar. Yangın çıkarsa neler yapmamız gerektiğini anlatan resimler de var. 

Sonra yine bahçeye çıktık. İtfaiyeci ağbiler bize itfaiye kamyonunu gösterdiler. Benim evdeki oyuncağıma çok benziyor. İtfaiye kamyonunun hortumundan sırayla hepimiz çimlere su sıktık. Çok eğlenceliydi. Smokey de bize yardım etti. Sonra da bize üzerinde Smokey yazan bileklikler verdi. 






Eve gidince hemen boyama kitabımı boyayacağım! Smokey'i çok sevdim!

Efe


Annenin notu: 

Bu gün okulda Yangın tatbikatı vardı. Biz de öğretmenlerinden gelen bilgilendirme mesajı üzerine, korkup telaşlanmasınlar diye; tatbikat ne demek, neler yapacaklar, vs. ile ilgili biraz konuştuk. Geçen sene, kreşte de yangın tatbikatı yapmışlardı ama unutmuşlar. 

Okula İtfaiye görevlilerinin geleceğini bilmiyorduk. Bizimkilere sürpriz olmuş. İtfaiye kamyonunun hortumundan su sıkmaktan çok keyif almışlar. İtfaiye görevlileri ile birlikte gelen ayı Smokey de çok ilgilerini çekmiş. Smokey'nin dağıttığı bileklikleri çok sevmişler. Çocuklara ulaşmak ve yangın ile ilgili paylaşımlara olan ilgilerini arttırmak için bir maskot kullanmak ne kadar akıllıca bir yöntem! 

Bu arada; Smokey'in bir de web sitesi var. Smokey ile detaylı bilgiye ve boyama sayfası, vb. çalışmalara ulaşmak için http://www.smokeybear.com link ini kullanabilirsiniz. 

Komik bir tesadüf, akşamüstü evde poğaça yaparken altını azıcık yakmışım. Fırını açınca çıkan dumandan, yangın alarmımız ötmeye başladı. Bir baktım Efe ile Ela yerde sürünerek kapıya doğru gidiyorlar. "Hayırdır, nereye?" diye sordum. Ela ; " Yangın çıkınca kötü hava yukarı çıkıyor. O yüzden sürünerek kapıya gidiyoruz. Alarm öttü, dışarı çıkıcaz ya!" dedi. Bu vesile ile, okuldaki yangın eğitiminin amacına ulaştığını gözlemleme fırsatı bulmuş oldum. Bizimkiler az buçuk İngilizceleri ile, ne güzel anlamışlar, neler öğrenmişler diye düşünüp, keyiflendim.